Untitled 2

Yazılarım

Sabri ARPAÇ

VERGİ KANUNLARI İLE BİREYSEL EMEKLİLİĞE TANINAN AVANTAJLAR

VERGİ KANUNLARI İLE BİREYSEL EMEKLİLİĞE TANINAN AVANTAJLAR

I- GİRİŞ

 28.03.2001 tarih ve 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu 07.04.2001 tarih ve 24366 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Kamu sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı ve bireylere emeklilik dönemlerinde ek gelir sağlamak suretiyle refah düzeyinin yükseltilmesini amaçlayan bireysel emeklilik sistemi 27 Ekim 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Sistemin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle kuruluş ve dönüşüm başvurusunda bulunan 13 şirketten 11’i emeklilik branşı faaliyeti ruhsatı almıştır. Yapılan açıklama ve tahminlere göre 2010 yılından sonra sistemin GSMH’nın yüzde  5 ile 10 arasında bir fon büyüklüğüne ulaşılacağı tahmin edilmektedir.

Bu Kanun ile, oluşturulacak bireysel emeklilik sistemine katılımcılar tarafından ödenecek katkı paylarının vergi matrahlarının tespitinde belirli sınırlar içerisinde indirim konusu yapılması, emeklilik döneminde elde edilecek gelirlerin belli bir tutara kadarının gelir vergisinden istisna edilmesi, bireysel emeklilik sistemi içerisinde emeklilik sigorta şirketleri tarafından katılımcıların katkılarının değerlendirilmesi amacıyla kurulacak emeklilik yatırım fonlarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançların kurumlar vergisinden istisnası ile bu fonların kuruluş işlemleri de dahil olmak üzere her türlü işlemlerinden düzenlenen kağıtların imzalanması damga vergisinden istisnası ve emeklilik sigorta poliçeleri üzerinden alınacak primler ile emeklilik sigortası uygulamalarından oluşacak fonların sermaye piyasası ile para piyasalarında yapacakları işlemler nedeniyle lehlerine kalacak paraların  Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisinden istisna edilmesi  gibi vergi avantajları getirilmiştir.

Çeşitli vergi kanunları ile bireysel emeklilik sistemine tanınan vergi avantajları konusunda aşağıda ayrıntılı açıklamalar yapılacaktır.

 

II- VERGİ KANUNLARI İLE BİREYSEL EMEKLİLİĞE TANINAN AVANTAJLAR

 Bireysel emekliliğin yaygınlaşmasında, bireylerin bu sisteme yöneliminin sağlanması büyük önem taşımaktadır. Bu sistem sermaye piyasalarının fon ihtiyaçları açısından da önemlidir. Sisteme yönelişi sağlamak için kanun koyucunun öngördüğü bireysel emekliliğin vergi kolaylıkları sağlanmak suretiyle teşviki, başlangıçta sistemin oturması bakımından da önem arz etmektedir.

Sistemin öngördüğü vergi kolaylıkları kısaca;

- Bireylerin sisteme katılması dolayısıyla ödeyecekleri katkı paylarının vergi matrahlarının tespitinde indirim konusu yapılması,

-  Bireylerin sistemden elde ettikleri gelirlerin vergilendirilmesi,

-  Katkı paylarının değerlendirileceği emeklilik fonlarının kazançlarının vergilendirilmesi,

 gibi kolaylıklarından oluşmaktadır. Aşağıda ayrıntılı olarak bireysel emeklilikte vergi kanunları ile sağlanan teşvik ve sistemin vergilendirme uygulamaları hakkındaki açıklamaları bulacaksınız.

 

A- Bireylerin sisteme katılması dolayısıyla ödeyecekleri katkı paylarının vergi matrahlarının tespitinde indirim konusu yaapılması

 Bireylerin sisteme katılması dolayısıyla ödeyecekleri katkı paylarının vergi matrahlarının tespitinde indirim konusu yapılmasını iki bölümde inceleyebiliriz.

1- Ödenen katkı payları ve sigorta primlerinin ücret matrahının tespitinde indirilmesi,

2- Ödenen katkı payları ve sigorta primlerinin yıllık beyanname ile beyan edilecek gelirden indirilmesi.

1- Ödenen Katkı Payları ve Sigorta Primlerinin Ücret Matrahının Tespitinde İndirilmesi

Ödenen katkı payları ve sigorta primlerinin ücret matrahının tespitinde indirilmesi, Gelir Vergisi Kanununun 63. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendinde, 4697 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle getirilmiştir. Madde; “sigortanın veya emeklilik sözleşmesinin Türkiye’de kain ve merkezi Türkiye’de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla, ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları,

İndirim konusu yapılacak prim, aidat ve katkıların toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin %10’unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için ödenen primlerde, ödendiği ayda elde edilen ücretin %5’ini) ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz. Bakanlar Kurulu bu oranı %20 oranına kadar (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için %10 oranına kadar) artırmaya ve belirtilen haddi asgari ücretin yıllık tutarının iki katını geçmemek üzere yeniden belirlemeye yetkilidir.” şeklindedir.

Metni yukarıya alınan düzenleme ile, vergiye tabi ücret matrahının tespitinde bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payının elde edilen ücretin %10’una kadar olan kısmı indirim konusu yapılabilecektir. Bireysel emeklilik dışında kalan şahıs sigortaları için ödenen primlerin ise elde edilen ücretin %5’ine kadar olan kısmı ücret matrahının tespitinde indirilebilecektir.

Bireysel emeklilik sistemi ile diğer şahıs sigortaları için ödenen primlerin birlikte olması halinde matrahtan indirim konusu yapılabilecek tutar ücretin %10’u ile sınırlı olacaktır. Bu durumda şahıs sigorta primleri için % 5’lik sınır ayrıca aranacaktır.

İndirim konusu yapılacak katkı payı veya prim tutarının tespitinde esas alınacak ücret işveren tarafından çalışan hizmetin karşılığında ödenen aylık (maaş), prim, ikramiye, sosyal yardımlar ve zamlar gibi sürekli nitelikteki ödemelerin brüt tutarının toplamı olacaktır. Gider karşılığı olarak ödenen tutarlar (yapılan gerçek bir giderin karşılığı olsun olmasın) dikkate alınmayacaktır.

Bir takvim yılı içerisinde bireysel emeklilik ve diğer şahıs sigorta primleri ile ilgili olarak yapılabilecek indirim tutarı asgari ücretin yıllık tutarını aşmayacaktır. Bu sınırlama yıllık bazda dikkate alınacak olup, yıl içinde asgari ücret tutarında meydana gelebilecek değişiklikler, indirim yapılacak tutarların hesabında dikkate alınacaktır.

Ücretlinin eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için ücretli tarafından ödenen primler ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları da yukarıda belirtilen sınırlamalar çerçevesinde indirim konusu yapılabilecektir.

Küçük çocuk tabirinden, 18 yaşını doldurmamış ve mükellef tarafından bakmakla yükümlü olunan (nafaka suretiyle bakılanlar dahil) kişilerin anlaşılması gerekmektedir.

Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ile şahıs sigorta primlerinin vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi için; bireysel emeklilik şirketlerinin 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununun 8. maddesinde yer alan hüküm uyarınca emeklilik branşında ruhsat almış şirketlerden olması, şahıs sigorta şirketlerinin ise Türkiye’de yerleşik ve merkezinin Türkiye’de olması gerekmektedir.

2- Ödenen Katkı Payları ve Sigorta Primlerinin Yıllık Beyanname İle Beyan Edilecek Gelirden İndirilmesi

Ödenen katkı payları ve sigorta primlerinin yıllık beyanname ile beyan edilecek gelirden indirilmesi ise Gelir Vergisi Kanununun 4697 sayılı Kanunun 7. maddesi ile değişik 89. maddesinin 1. bendinde hükme bağlanmıştır. Madde metni; “Beyan edilen gelirin %10’unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta primleri için, beyan edilen gelirin %5’ini) ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla, mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları (sigortanın veya emeklilik sözleşmesinin Türkiye’de kain ve merkezi Türkiye’de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması, prim ve katkı tutarlarının gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olması ve ücret geliri elde edenlerin ücretlerinin safi tutarının hesaplanması sırasında ayrıca indirilmemiş bulunması şartıyla; eşlerin veya çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunlara ait prim ve katkı payları kendi gelirinden indirilir.),

Bakanlar Kurulu bu bentte yer alan %10 oranını %20 oranına kadar (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için %10 oranına kadar) artırmaya ve belirtilen haddi asgari ücretin yıllık tutarının iki katını geçmemek üzere yeniden belirlemeye yetkilidir.”  şeklindedir.

Yasa maddesinin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, yıllık beyanname veren mükellefler, vergi matrahlarının tespitinde bireysel emeklilik sistemine ödedikleri katkı payının beyan edilen gelirin %10’una kadar olan kısmını gelir vergisi matrahlarının tespitinde indirim konusu yapabileceklerdir. Bireysel emeklilik dışında kalan şahıs sigortaları için ödenen primlerin ise beyan edilen gelirin %5’ine kadar olan kısmı matrahın tespitinde indirim konusu yapılacaktır. Beyan edilen gelir olarak, yıllık gelir vergisi beyannamesinde yer alan indirimler ve geçmiş yıl zararları toplamından önceki tutar esas alınacaktır.

Bireysel emeklilik sistemi ile ilgili diğer şahıs sigortaları için ödenen primlerin birlikte olması halinde matrahtan indirim konusu yapılabilecek tutar, beyan edilen gelirin %10’u ile sınırlı olacaktır. Bu durumda şahıs sigorta primleri için %5 oranındaki sınır ayrıca aranacaktır.

Mükelleflerce ödenen prim ve katkı paylarının yıllık beyanname ile beyan edilen gelirden indirilebilmesi için, bu prim ve katkı paylarının ücretin safi tutarının tespitinde ayrıca indirilmemiş olması gerekmektedir.

Mükellefin eşi ve çocuklarının ayrı beyanname vermeleri halinde, eş ve çocuklar adına ödenen prim ve katkı payları öncelikle kendi gelirlerinden indirilecektir.

 

B- Bireylerin sistemden elde ettikleri gelirlerin vergilendirilmesi

Bireylerin sistemden elde ettikleri gelirlerin vergilendirilmesi ise, Gelir Vergisi Kanununun 22. maddesinin 1. bendinde; “1. Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerin %25’i, Türkiye’de kain ve merkezi Türkiye’de bulunan diğer sigorta şirketlerinden on yıl süreyle prim ödeyenler ile vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerin %10’u ve tek primli yıllık gelir sigortalarından yapılan ödemelerin tamamı gelir vergisinden müstesnadır.

İstisna edilen tutar üzerinden 94. maddenin birinci fıkrasının (15) numaralı bendine göre tevkifat yapılmaz.”  şeklinde hükme bağlanmıştır.

Düzenlemeden anlaşılacağı üzere, bu sistemde emekliliğe hak kazananlar veya vefat, maluliyet ve tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanların birikimlerinin %25’i gelir vergisinden istisna edilmiştir.

Katkı paylarının değerlendirileceği emeklilik fonlarının kazançlarının kurumlar vergisinden ve gelir vergisi stopajından istisnası da ayrı bir ayrıcalıktır. Bilindiği üzere Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinde bu verginin istisnaları sayılmış anılan maddenin (e) bendinde; “Emeklilik yatırım fonlarının kazançları (Bu kazançlar Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesine göre tevkifata tabi tutulmaz.)” şeklinde hükme bağlanmıştır.

Emeklilik şirketleri tarafından kurulan emeklilik yatırım fonlarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları yukarıdaki madde metninden de anlaşılacağı üzere kurumlar vergisinden ve gelir vergisi tevkifatından  istisna tutulmuştur.

Katılımcılardan toplanan katkı payı veya primlerinin nemalandırılmak suretiyle hak sahiplerine iade edilmesi

Katılımcılardan toplanan katkı payı veya primlerinin nemalandırılmak suretiyle hak sahiplerine iade edilmesi esasına dayalı bireysel emeklilik sistemi ve benzeri nitelikteki birikimli şahıs sigorta kapsamında elde edilen gelirler Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinin birinci fıkrasının 15. numaralı bendinde menkul sermaye iradı sayılmıştır. Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü’nün yayımlamış olduğu 13.08.2003 tarih ve 2003/3 sayılı Gelir Vergisi Sirküsü’nde; “Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin birinci fıkrasının 15 numaralı bent hükmü uyarınca, emeklilik ve sigorta şirketleri; bireysel emeklilik sözleşmeleri ve birikimli şahıs sigortaları dolayısıyla yaptıkları ödemelerden, istisna edilen tutarlar hariç, gelir vergisi tevkifatı yapmak durumundadır.

Bakanlar Kurulu 24.12.2002 tarih ve 2002/5000 sayılı Kararı (30.12.2002 tarih ve 24979 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.) ile uygulanacak tevkifat oranlarını aşağıdaki şekilde belirlemiştir.

 Bireysel emeklilik ile  diğer sigorta şirketlerince;

- On yıl süreyle prim, aidat veya katkı payı ödemeden ayrılanlara yapılan ödemelerden %15,

- On yıl süreyle katkı payı ödemiş olmakla birlikte bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazanmadan ayrılanlar ile diğer şahıs sigortalarından on yıl süreyle prim veya aidat ödeyenlere ve vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerden %10,

- Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerden %5, oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.

Daha öncede belirtildiği üzere, Gelir Vergisi Kanununun 22. maddesinin 1 numaralı fıkrası uyarınca gelir vergisinden istisna edilen tutarlar üzerinden tevkifat yapılmayacaktır.” şeklinde açıklanmıştır.

Üzerinde durulması gereken konulardan birisi de bireylerin sistemden elde ettikleri gelirlerin yıllık beyanname ile beyan edilmeyeceğidir. Bilindiği üzere, Gelir Vergisi Kanununun 86. maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan hükme göre, bireysel emeklilik sistemi ve şahıs sigortalarından elde edilen ve menkul sermaye iradı olarak tanımlanmış gelirler tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname ile beyan edilmeyecektir. Dolayısıyla 94. madde kapsamında yukarıda anlatıldığı üzere yapılan tevkifat nihai vergileme olacaktır.

Bu konuda belirtmemiz gereken diğer bir vergisel kolaylık ise, Gelir Vergisi Kanununa 4697 sayılı Kanunun 40. maddesine eklenen 9 numaralı bent ile getirilen, işveren kurumun çalışanları adına yatıracağı katkı paylarının vergiden indirilmesi kolaylığıdır.

 C- Damga vergisi ve banka sigorta vergisi istisnası

Emeklilik yatırım fonlarının kuruluşu da dahil olmak üzere her tür işlemleri Damga Vergisi Kanununun ek 2 sayılı tablosu ile vergi  dışı bırakılmış, yine bu şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı sırasında çıkarttıkları senetlerin itibari değerlerinin üzerinde elden çıkartılmalarından dolayı elde ettikleri paralar ile emeklilik yatırım fonlarının sermaye piyasalarında yaptıkları işlemler nedeniyle elde ettikleri paralar Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi Kanununun 29. maddesinin (t) ve (u) bentleri gereğince istisna kapsamına alınmıştır.